Yazar:Merve Akıncı
Yayın Tarihi: 10 Ekim 2014
Yayınevi: Müptela Yayınları
Tür: Yetişkin, Romantik,
“Elimden gelse hâli hazırda kenetlenmiş ellerimizden güç
alıp onu bu evden kaçırırdım. Denizi görebileceğimiz bir yere giderdik belki...
Hiç konuşmazdık. Dudaklarımız değil, dokunuşlarımız konuşurdu bizim yerimize...
Başımı onun geniş omzuna yaslayıp burnumu boynuna gömerdim. Onun o tatlı
kokusunu doya doya içime çekip gözlerimi yumardım. İnanıyorum ki birlikte olsak
her şey daha güzel olacaktı. Belki daha kolay...”
Ailesi, kızkardeşinin tedavisi için Amerika'ya gittikten sonra Balkanlı Ailesi'nin evinde yaşamaya başlayan İde'nin hayatı, bir gün rüyasında evin oğlu Aslan'ı görmesiyle tamamen değişir.
Herkese ve her şeye karşı soğuk ve ilgisiz görünen Aslan Balkanlı'ya yavaş yavaş âşık olmaya başlayan İde, tutulmaya başladığı adamın buzlarını eritebilecek mi? Yaralı bir aşkın hayaletiyle boğuşan Aslan ise onu seven bir kadının varlığını kabul edebilecek mi?
Şahmelek sosyal platformlarda yayınlanırken soluk soluğa beklediğim bir hikayeydi önceleri... Fakat yakın zamanda çıkışını saatler sayarak beklediğim bir kitap haline geldi. Şahmelek ilk başlarda ismindeki naif ve gizemli havayla beni kendine çekmiş ardından güzel kalemiyle bu bağı kalıcı hale getirdi.
Her zaman Türk yazarlarla ilgili yaptığım yakınmalarımdan haberdarsınızdır. Fakat Işıl Parlakyıldız'ın Duygu'su ile kırmaya başladığım ön yargı, Çirkin Güzel, Çilek Mevsim'i ve son olarak da Şahmelek'le ortadan kalkmış oldu. Artık Türk kalemler dedin mi adından söz ettiren kaliteli bir jenerasyon canlanıyor akıllarda.
Aslan Balkanlı nam-ı diyar Güzel Adam... Kitabı okuyan kitlenin aşık olduğu gelecekteki eş beklentilerini bir tık daha da yükselten hatta ulaşılmaza çıkaran adam. İlk başlarda soğuk kibirli ve aşağılayıcı bir üslubu olsa da sayfalar aktıkça o soğuk tavırlarının yerini sıcak, sevecen ve aşkı her zerresine kadar hakkeden bir adama bırakıyor.
İde Özkaya... Kitaba ismini veren ve Aslan'ın o büyük aşkının sahibi Şahmelek... İde okurken sizi bir çok konuda farklı düşünmeye itecek bir karakter olarak işlenmiş. Duygusal geçişlerini çok sık ve güzelce betimlemesi sizin, onun yerine kendinizi koyup sorgulamanıza neden oluyor.
Kitaptaki yan karakterlerin konuya olan mesafeleri gayet güzel ayarlanmıştı. Sayfalar boyu aşık bir çifti okumadığınız gibi yan karakterlerin aşk hayatı ile boğulmuyorsunuz. Ve değinmeden geçemeyeceğim esas konu kitap da yer alan alıntılardı. Okurken hikayeyi daha çok benimsemenize neden olan o güzel alıntılar. Alıntı yapılan kitaplar sanki Şahmelek'in eksik yapboz parçaları gibiydi.
Kitap da hiç mi rahatsız olduğun ya da beğenmediğin, akıl sır erdiremediğin bir kısım olmadı? diye soracak olursanız. Elbette ki oldu fakat bu rahatsızlık ya da iğrenti derecesine değildi tabi ki. Daha çok konudan ufak kopmalar olduğunu düşündüren kısımlardı. Fazla spoiler olmadan bir örnek vermem gerekirse. Kitaptaki bir yan karakterin Aslan'a duyduğu hislerin bir anda yok olması bana biraz şaibeli geldi açıkçası. Elbette kitabı okurken sizi de tatmin etmeyen kısımları olacaktır ama her eksik yönünü daha sağlam bir destekçiyle bertaraf eden bir kalemden söz ediyoruz. Bu sebepten ötürü sizi çok rahatsız edecek ya da sizi kitaptan soğutacak her hangi bir etmen bulmanız zor. Sizi kitaptan neden kopamayacağınızı daha iyi anlamak için Alıntılarla baş başa bırakıyorum
ALINTILAR
"Sana aşık olacağım... Sen beni sevmek zorunda değilsin... Ama ben senin olacağım..."
sf. 140
"Başınıza bela olmamışımdır umarın? kusura bakmayın, ne olur...? "
"Her neyse ... Sen nereye? okula mı, şirkete mi?"
"Okula gitmem gerek..."
"Peki, benim acelem var. Seni bırakamayacağım. Ama sakın koşmaya kalkma! Haberim olur ona göre..."
sf. 142
İstediğini yaptım. Onu sıkıca sarmaladım. Eğilip saçlarına bir öpücük bıraktım ve mırıldandım.
"İyi geceler, güzel adam."
"Sana da, Şahmelek. Tatlı rüyalar."
Seni seviyorum ,Şahmelek." Bunu dediğine inanamıyormuşçasına gözleriyle deli gibi yüzümü tarıyor ve dudaklarının havalanmasına izin veriyordu. Gülerken bir kez daha fısıldadı. Bunu daha çok kendine söylüyormuş gibiydi.
"Gerçekten seviyorum."
Gözlerimden damlayan küçük yaşlar Aslan'ın başparmağında durup kurudular. Daha ileriye gidemeyip kaderlerine razı oldular. Göz yaşlarıma inat gülümseyen dudaklarım vardı. Ellerine daha sıkı asıldım. İçimden yüzlerce , belki de binlerce kez tekrarlardım .Beni seviyor, beni seviyor, beni seviyor.
Yüzümü hafifçe çevirip dudaklarımı büyük avucuna bastırdım. İki uzun soluklu öpücüğümü avucuna bırakırken fısıldıyordum.
"Lütfen başkasını sevme."
sf.426-427
Uzun lafın kısası Şahmelek okuyunuz ve okutunuz efendim.. Başka bir kitap kokan yayında görüşmek dileğiyle...
MÜKEMMELDİ!!
Sen önce her "ki" nin ayrı yazılmayacağını öğren! Koskoca blog yazarısın her de her ki ayrı mı yazılır bitişik mi yazılır biraz dikkat ya!
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkürler. Bu hususa daha çok dikkat etmeye çalışacağım.
Sil